Tiyatro Oyun İnceleme

ARTHUR MİLLER’İN SATICININ ÖLÜMÜ ADLI TİYATRO OYUNUNUN İNCELEMESİ

Amerikalı Yazar Arthur Miller’in Satıcının Ölümü adlı tiyatro oyununu inceleyeceğim bu yazımda.

Arthur Miller’in 1949 yılında yazdığı büyük yankı uyandıran Satıcının Ölümü adlı oyunu aynı yıl Pulitzer Tiyatro Ödülünü kazanmış, ilk sahnelendiği yıl En İyi Oyun, En İyi Yardımcı Oyuncu (Arthur Kennedy), En İyi Sahne Tasarımı (Jo Mielziner), Prodüktör (Dramatic), Yazar (Arthur Miller) ve En İyi Yönetmen (Elia Kazan) dallarında Tony Ödülü’ne layık görülmüştür. İlk sahnelenmesi 10 Şubat 1949 tarihinde Morosco Theatre’de gerçekleşmiştir.

OYUNUN KONUSU

Ön planda 3 yaşında babasını kaybeden, ne yöne gideceğini ve ne istediğini bilmeyen, hep geçmişe özlem duyan, kendi ile yüzleşmek yerine, hep hayallerle yaşayan satıcı Willy Loman’ın trajik yaşam öyküsü ve onu intihara getiren süreç işlenirken, arka planda Amerikan rüyası ya da kapitalizme eleştiri dikkat çeker.

OYUNUN KARAKTERLERİ

Willy Loman         : 60 yaşlarında, ömrü boyunca satıcılık yapan, ve yaşlandığı için artık işini yapamaz hale gelmesi sonucunda, bunalıma girerek intihar eden bir karakter. Babasız büyüdüğü için kendisine rol model olarak abisi ile bir satıcıyı örnek alıyor. Oyun boyunca sık sık geçmişe giderek, kararlarını ve kendi yaşamını sorguluyor. Hayalperest, kibirli bir kişilik.

Linda Loman        : Satıcı Willy Loman’ın karısı bütün hayatını kocasına adamış, onun mutlu olması için uğraşmış, çocukları ile babaları arasında köprü görevi görüyor.

Bıff Loman            : Satıcı Willy Loman’ın oğlu. Babasının verdiği altı boş güven sonucu, yaptığı hiçbir işte başarılı olamamış, çalma huyu olan, babasının ihanetini öğrenerek hayallerinden okul hayatından vazgeçen, sonunda kendisi ile yüzleşebilen bir karakter.

Happy Loman      : Satıcı Willy Loman’ın diğer oğlu. İçindeki mutsuzluğu, kadınlarla birlikte olarak gidermeye çalışan, umursamaz bir karakter.

Bernard                  :  Satıcı Willy Loman’ın arkadaşı Charley’in oğlu.Bıff ile aynı okulda okuyor ve arkadaşı.

Charley                    : Satıcı Willy Loman’ın arkadaşı, Willy her sıkıştığında Charley’den borç alıyor, hatta son yıllarda evin ihtiyaçlarını Charley’den aldığı borçlar sayesinde karşılayabiliyor. Charley Willy Loman’a iş teklif ederek yardımcı olmak istese de Willy’nin bu konuda gurur yapması yüzünden yardımcı olamıyor.

Ben Amca               : Satıcı Willy Loman’ın ağabeyi, 17 yaşında Afrika’ya gidip 4 yıl ormanlarda kaldıktan sonra, bir maden bulup, zengin oluyor.

Howard Wagner : Satıcı Willy Loman’ın patronu. Tüccar zihniyetli biri.

Jenny                                   : Charley’in sekreteri.

Kadın                                   : Willy Loman’ın birlikte olduğu kadın.

Stanley                    : Restorandaki garson.

Forsythe ve Letta            : Restoranda Bıff ve Happy ile sohbet eden kadınlar.

OYUNUN SAHNELERİ

Oyun toplam 2 perdeden oluşuyor.

1-PERDE Flütle çalınan bir melodi ile başlar. Satıcının evi : Derme çatma küçük bir ev, evin etrafı koca apartmanlarla çevrilidir. Evin içi görülür.

Satıcı Willy Loman işten gelir, Yorgun ve kafası karışıktır. Yaşı ilerlemiş ve araba kullanamaz hale gelmiştir. Aynı gün oğlu Bıff’te Teksas’tan gelmiş, gelir gelmez birbirleri ile tartışmışlardır.

Satıcı Willy Loman kendi kendine konuşmakta ve sık sık geçmişe gitmekte, geçmişte olanları hatırlamaktadır. Geçmişte olanları hatırlamalarından, oğlu Bıff’ın matematik dersinden kaldığını, bu yüzden de üniversiteye gidemediğini, çeşitli eyaletlerde hayvan bakıcılığı yaptığını, Willy Loman’ın babasının ise Willy 3 yaşındayken onları terk ederek, Alaska’ya gittiğini, ağabeyi Ben’inde babasını aramak için Alaska’ya doğru yola çıktığını, kendini Afrkika’da bulup, 4 yıl ormanlarda kaldıktan sonra, elmas madeni bulup, zengin olduğunu öğreniriz. Ben Willy’e iş teklif etmiş ancak Willy 84 yaşında bir satıcının sadece telefonlarla bile para kazanabildiğini, rahat bir hayat yaşadığını ve çevresi tarafından itibar ve saygı gördüğünü anlayınca, satıcı olmaya karar vermiştir. Willy’nin babası da bir satıcıdır ve kendi yaptığı flütleri satmaktadır.

36 yıl satıcılık yapan Willy, çalıştığı firmanın adını bir çok eyalette duyurmasına rağmen, yaşlanınca maaş alamaz duruma gelmiştir. Evin ihtiyaçlarını ve taksitlerini arkadaşı Charley’den aldığı borçlarla gidermektedir. Tek varlıkları 25 yıl boyunca taksitlerini ödedikleri bir ev ve arabadır.

Bıff, Happy ve Linda’nın diyaloglarından ise Willy’ni araba ve evdeki su ısıtıcısının gaz çıkışına bağladığı plastik boru ile intihar denemeleri yaptığını öğreniriz. Bıff bu olanları duyunca, eski patronu Oliver ile görüşüp, ondan borç alarak Happy ile birlikte bir hayvan çiftliği kurmayı düşünür. Linda’da Willy’i artık yola gitmemesi New York’ta kalması için patronu Howard’la görüşmeye ikna eder.

2-PERDE Willy Loman’ın evi /Hogard Wagner’in ve Charley’in ofisi/ Restoran/ Willy Loman’ın evi

Willy patronu Howard’la görüşür fakat görüşme olumsuz sonuçlanır. Bıff’de Oliver’la görüşmeye gider ancak Oliver kendisini hatırlamaz bu duruma öfkelenen Bıff onun dolmakalemini çalar daha önce de aynı işyerinden 1 kutu futbol topu çalmıştır.

Willy Howard’ın ofisinden çıkarken Charley’in oğlu Bernard’la karşılaşır avukat olmuş, evlenmiş iki oğlu olmuştur. Yüksek Mahkeme’de dava savunmak için Washington’a gidecektir. Willy ve Bernard Bıff hakkında konuşurlar. Bıff’ın kendisinin Boston’da bir otelde kaldığı sırada, yanına geldikten sonra, gitmek istediği üniversitenin isminin yazılı olduğu, spor ayakkabılarını bodrumdaki kazanda yaktığını öğrenir. Bernard’a ben mi suçluyum diye tepki verir. Charley’den borç alır, ancak Charley kendisine sık sık iş teklif etse de kabul etmez.

Sonrasında oğullarıyla buluştuğu restoranda, geçmişe gidişleri artar, oğlunun Boston’da otelde kendisini bir kadınla birlikte gördüğünü hatırlar, içindeki suçluluk duygusuna dayanamaz, eve döner, aldığı havuç tohumlarını bahçeye ekmeye çalışır, yine geçmişe gider, Bıff ona gerçekleri söyler, aslında hiç satıcılık yapmadığını, Oliver’ın yanında ambar memuru olarak çalıştığını ve sorunun onda değil kendinde olduğunu, işe yaramaz biri olduğunu anlatır. Ancak ailesinin kendisi ölünce sigortadan para alacaklarını ve hayatlarını yeniden kurabileceklerini hayal eder ve arabayla giderek intihar eder.

Cenazesinde sadece ailesi ve Charley, Bernard vardır. Linda ise ağlayamamakta, bunun nedenini de bilmemektedir.

OYUNUN DRAMATİK YAPISI

Yazar Arthur Miller karakterin geçmişte yaşadığı olayları, yine karakterin geçmişe gidişleri ile anlatarak farklı bir oyun sunuyor bizlere…

Arthur Miller merak unsurunu çok iyi kullanan bir yazar ve tıpkı “Hepsi Oğlumdu” oyununda olduğu gibi, oyunun sonuna kadar seyirciyi ya da okuru merakta bırakıyor.

İpuçlarını veriyor ancak, araya başka olay ya da diyaloglar yerleştirerek, merak unsurunu daha da artırıyor.

Bıff’in annesi Linda ile olan diyaloğunda çevirdiği dolaplar yüzünden, bütün sorumluluğu bana yükleme demesi.

Bernard’ın Boston’a geldikten sonra ayakkabılarını yakma olayını anlatması.

Willy’nin restoranda matematik, matematik diye sayıklaması ve sık sık duyduğu kadın kahkahası, kadın görüntüsü, bizi adım adım geçmişte olan ve Bıff’in evden gitmesine sebep olan olaya doğru sürüklüyor ve olayın tamamını oyunun sonunda öğreniyoruz.

Oyunun ana çatışması Willy ile Bıff arasında olan çatışma olsa da, yan çatışmalarda, Willy’nin kendi ile olan iç çatışmaları (geçmişe özlem, yaptığı seçimin yanlış olduğunu düşünme, suçluluk duygusu vb.) kibrinin Charley’in iş teklifini kabul etmesine izin vermemesi gibi çatışmalar yer alıyor.

Oyun hem gerçekçi (realist akım) hem de kişinin duygularını aktarma bakımından ekspresyonist akıma yakın duruyor.

Oyundaki göstergeleri incelersek ; apartmanların arasında kalan derme çatma küçük bir ev Willy Loman’ın kendi içinde sıkışmışlığını ve geçmişle bugün farkını anlatıyor.

Oyunda geçen eskiden burada ağaçlar vardı, hepsini kestiler, ya da havuç yetiştirdiği bahçede artık havuç yetiştiremez oluşu, eski yeni farkını anlatırken, aldığı eşyaların borç bitiminde bozulması ve üreticilerin bunu planlayarak yaptığını söylemesi, Happy’nin alım satım müdürünün inşa ettiği çiftlikte 2 ay oturduktan sonra satıp, yeni çiftlik inşa etmeye başladığını anlatması Amerikan rüyasına yapılan eleştiriler olarak sıralanabilir.

Linda’nın Amerikan peyniri aldığını söylemesi üzerine Willy’nin İsviçre peynirinden başka peynir yemediğini söylemesi değişime olan direnci.

Bıff’in Oliver’ın dolmakalemini çalması, statü sahibi olmak istemesi olarak yorumlanabilir. Sonrasında elindeki dolmakaleme bakıp, ne işi var bunun benim elimde diyerek, kendi gerçeği ile yüzleşmesi.

Bahçeli bir ev ve çevresindeki apartmanlar doğal yaşamdan uzaklaşılması, komşuluğun azalması, 84 yaşındaki satıcının cenaze töreninin çok kalabalık olmasına rağmen, Willy’nin cenazesinde çok az kişi olması geçmişle bugünün farkını, değişen dünyayı gözler önüne seriyor.

Willy’nin oyunun başında flüt sesinden etkilenmesi, oyunda babasının flüt çaldığını öğrenmemiz.

Oyun için modern tragedya denebilir. Oyunda tragedyalara ait bir çok unsura rastlıyoruz.

Peripetia (Baht Dönüşü)         : Bıff’ın babasını başka kadınla gördükten sonra, okumaktan vazgeçmesi.

Willy’nin o olaydan sonra bir daha oğlu ile eskisi gibi yakınlık kuramaması ve o suçluluk duygusunu hep içinde taşıması.

Willy’nin otel odasında yaşanan olayları hatırladıktan sonra ve oğlu ile yüzleştikten sonra intihar etmesi.

Anagnorisis (Bilme hali)        : Bıff’ın dolmakalemi çaldıktan sonra eline alıp, neden aldım diyerek kendi ile yüzleşmesi.

Willy’nin Charley’e Bernard’la hiç ilgilenmedin değil mi diyerek, kendi yanlış davranışlarını görmesi.

Hibris           (Kibir, böbürlenme) : Willy kibirli bir karakter ve sık sık oğullarıyla böbürlendiğini görüyoruz. Kibri yüzünden Charley’in yaptığı iş teklifini kabul etmiyor.

Pathos (Acı ya da acıma duygusu) : Willy’nin intiharı bizde acıma duygusu uyandırıyor.

Tıpkı Oidipius’un annesi ile birlikte olduğunu öğrendiğinde, gözlerini kör ederek kendini cezalandırması gibi,  Willy’de oğullarına başarılı oldukları bir hayat veremediği için kendini cezalandırıyor.

Tragedyalardaki karakterlerin Tanrılara başkaldırması gibi, Willy’de kendi ölüm zamanını kendi belirleyerek, Tanrı’ya başkaldırıyor.

Oyunun birinci perdesi serim, ikinci perde de, Willy ve Bıff’ın görüşmelerinin olumsuz geçmesi düğüm, Willy’nin intiharı ise çözüm bölümü olarak nitelendirilebilir.

11.09.2025

Kaynaklar :

Arthur Miller Satıcının Ölümü/Aytuğ İzat-Y.Emre İzat /Mitos Boyut Yayınları

Serkan Ertin Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 2017/Cilt 30 (Özet)

Vikipedia Satıcının Ölümü Oyunu

NOT : Bu yazı ilk kez https://sanatsalhareketler.com/arthur-millerin-saticinin-olumu-adli-tiyatro-oyununun-incelemesi/ sitede yayınlanmıştır.

CEVAP BIRAKIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir