İNSAN
Kuran-ı Kerim’de insan; nankör, zalim, zayıf yaratılışlı, dayanıksız, çok cimri, didişmeci, kavgacı, tartışmacı,cahil, bilgisiz, bilgisi yetersiz, hayalci,tatminsiz, aceleci aldanmaya çok müsait, azabilen, isyan edebilen iki yollu bir varlık olarak tanımlanıyor.
Aynı zamanda, kendini öz eleştireye tabi tutan bir benlik, kendi içine kıvrılan keskin bir bakışa sahip olabilen bir benliktir, deniliyor.
İnsan için belirtilen iki yol, ya en aşağıya, ya en yukarıya…
İnsanın kendini görüp, bilmesi, tanıyabilmesinde ki en büyük engel ise “Kibir” bir başka ifade ile “Küçük dağları ben yarattım havası”
Kibirli insan, hata kabul etmekte, kendi kusurlarını görmekte zorlanıyor. Genellikle de kendi hata ve kusurlarını hep başkalarına yükleyerek, başkalarını suçlayarak rahatlıyor.
İnsan kendini yaratılmışların en üstünü olarak görse de; Kuran-ı Kerim insan için mutlak bir üstünlükten söz etmiyor.
Çünkü Kuran-ı Kerim bir çok ayetinde; evrende insan dışında şuurlu varlıkların bulunduğunu ortaya koymakta.
İnsan yaratılmışların bir çoğundan üstün olsa da, insandan da üstün varlıklar da vardır.
Bütün bu çıkarımlardan anladığımız, insanın bu dünyaya geliş amacı; kendi eksikliğinin, bilgisizliğinin, acizliğinin farkında olup, kendini geliştirmek, insan-ı kâmil (olgun insan) mertebesine ulaşabilmek.
Tıpkı Yunus Emre’nin dediği gibi;
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir.
Sen kendin bilmezsin
Ya nice okumaktır.
Okumaktan murat ne
Kişi Hak’kı bilmektir.
Çün okudun bilmezsin
Ha bir kuru ekmektir.
Okudum bildim deme
Çok taat kıldım deme
Eğer Hak bilmez isen
Abes yere gelmektir.
Dört kitabın mânâsı
Bellidir bir elifte
Sen elif bilmezsin
Bu nice okumaktır.
Yiğirmi dokuz hece
Okursun uçtan uca
Sen elif dersin hoca
Mânâsı ne demektir.
Yunus Emre der hoca
Gerekse bin var hacca
Hepsinden iyice
Bir gönüle girmektir.
10.01.2025
Kaynak : Kur’anda İnsan Kavramı/Yaşar Nuri Öztürk/Dergipark.
