-
YENİDOĞAN ÇETESİ
Yeni doğan çetesi, 112 Acil Çağrı merkezinde çalışan kişilerle ortak hareket edip, sağlıklı bebekleri ve hasta bebekleri önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine sevk ettirerek, bu yolla özel hastanelere günlük 7-8 bin lira ücret kazandıran, Sgk’yı ve aileleri dolandıran çete… Hastanelerde bebeklere tam bakılmadığı ve bir takım ihmaller zinciri sonunda bebekleri öldüren çete… Çete kelimesi hafif kalıyor… Savaşta bile bebeklere dokunulmaz iken, bebekleri öldürmek ! Aklın almayacağı, vicdanın kabul etmediği olaylar zinciri… Bebekler üzerinde deney yapıldığına dair iddialar da var. En az yirmi hastanenin anlaşmalı olduğu iddia ediliyor ve bu hastaneler hala açık. Olay denetim sonucunda değil, 2023 yılında Cimer’e yapılan ihbar sonucunda ortaya çıkıyor. 2023 öncesinde yaşananlar,…
-
GEL BARIŞALIM
Mhp lideri Devlet Bahçeli 1 Ekim’de partisinin grup toplantısı sırasında yaptığı konuşmada, eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesi ile ilgili olarak, Halk Tv gazetecilerini ve Chp Genel Başkanı Özgür Özel’i hedef alarak “Chp Genel Başkanı’nın mahkeme kapılarında bir avuç Mhp düşmanıyla esip gürlemesi, batık gemiler gibi sallanması tek kelimeyle yüzsüzlüktür. Özgür Özel sana diyorum, iddiaların aynen şahsın gibi çürüktür, bastığın yaş tahta bindiğin patlak lastikli dolmuş, tutsağı olduğun tezvirat cambazlığı seni hiçbir yere götürmeyecektir. Buradan sesleniyorum Halk TV ve Chp ayağınızı denk alın, dört soytarı muhabirle Milliyetçi Hareket Partisi’ni sorgulayamazsanız, sorgulatmayız.” Dedi. Aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenelenen yeni yasama yılı resepsiyonuna katılan Mhp lideri Devlet Bahçeli Özgür…
-
ADALET ARANIYOR
Ümraniye’de motosiklet hırsızlığı suçundan yakalanan Yunus Emre Geçit gözaltına alınıp, karakoldan kaçıyor ve yakalanmaya çalışırken polis memurunun silahını alıp ateş açıyor ve 27 yaşındaki polis memuru Şeyda Yılmaz şehit oluyor. Yunus Emre Geçit 19 yaşında ve 26 suçtan sabıkalı, suçlarının arasında, çocuğa cinsel istismar, gasp, yaralama, vb. gibi suçlar bulunuyor. Olay sırasında Yunus Emre Geçit’in annesi de karakolda ve annede yaralanıyor. Polis memuru Şeyda Yılmaz’ın şehit olması sonucu Yunus Emre Geçit’in annesi dahi isyan ediyor. “Hiçbir anne evladının kötü olmasını istemez. 26 suçtan benim çocuğumun kaydı varsa niye devlet bunu almadı? O kadar yalvardım. O kadar karakollara gittim. ‘Bu çocuk bağımlı, bu çocuk madde satıyor, bu çocuk madde kullanıyor.’ Bunların…
-
AHMAK
Kültürümüz araştırıldığında; eskiden kadınların toplumda daha çok korunduğu anlaşılıyor. Türk toplumunda kadına verilen değer, Türklerin kutsal ve önem verdikleri haklara “ana hakkı” demeleri ve üzerinde yaşayıp büyüdükleri topraklara anavatan, en üst yasaya anayasa denmesi gibi terimlerden anlaşılabilir. Türk ailesinde tek eşliliğin vazgeçilmez bir özellik olması, kadınlarında erkeklerle aynı hak ve yetkilere sahip olması. Kadının horlanması, dövülmesi, itilip kakılması mümkün değildir. Yörük kadınları, eşinden şiddet görmesi halinde mor cepken giyerek, toplum içinde görünür yerde dolaşarak, kocasını boşadığını ifade eder. Bu durumda da toplum kadının yanında yer alır, eşine dayak atan kocayı toplumdan dışlar, eşe selam bile verilmezdi. Mor cepken ve kadının erkek ile eşit haklara sahip olma geleneği Türk’lerin islamiyeti kabul…
-
NARİN
Narin… Neresinden baksanız vahşet, umursamazlık, yalan, psikopatik davranışlar. İnsanın anlamakta, kabullenmekte zorlandığı nasıl olur ? Neden ? diye sormaktan kendini alamadığı, canice bir olay. Küçücük bir köyde 19 gün boyunca bulunamayan, halkın tepkisi olmasa, belki de hiç bulunmayacak olan zavallı yavrucak. Düşündükçe içim acıyor, 8 yaşında masum bir kız çocuğundan ne istediniz ? Ailenin davranışları ve aile hakkındaki iddialar, insan öldürmenin normalleştirildiği, vicdan ve ahlak olgusunun yok edildiğini anlatır nitelikte. Kadın cinayetleri, çocuk ve köpek tecavüzleri, çalmak,yolsuzluk vb.gibi nice olayda suçu işleyen ya hapse girmiyor ya da en fazla birkaç ay veya birkaç yıl hapis yatıp, dışarı çıkıp, suç işlemeye kaldığı yerden devam ediyor. Kötülük yapanın yanına kâr kalıyor. Son…
-
TÜRK ULUSU’NUN İZLEYECEĞİ İLKE
Nutuk :3.Bölüm Ali Rıza Paşa Kabinesinin Çekilmesi,İstanbul’un İşgali ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin Toplanması Bölümü Ulusa Yayınladığım Bildiri başlıklı yazısı.. Saygıdeğer baylar, Şimdiye dek bilginize sunduklarım, kişisel olarak ve Temsilciler Kurulu (Heyeti Temsiliye) adına değindiğim olayların açıklanmasına ilişkin idi. Bundan sonra söyleyeceklerim, Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldıktan ve yöntemine göre hükümet kurulduktan bugüne değin meydana gelmiş olayları ve devrimleri kapsayacaktır. Bu söyleyeceklerim aslında herkesçe apaçık bilinen ya da kolaylıkla öğrenilebilecek olan olaylarla ilgilidir. Gerçekten, Meclis tutanaklarında, Bakanlık dosyalarında, basın koleksiyonlarında bu olayların belgeleri saptanmış ve saklanmış bulunmaktadır. Bunun için ben, bütün bu olayların genel gidişini göstermek ve saptamakla yetineceğim. Amacım, devrimimizin incelenmesinde tarihe kolaylık sağlamaktır. Bütün bu…
-
KENDİLERİ İLE ÇELİŞENLER
Bir insanın yada toplumun gelişebilmesi, öncelikle değişimi kabul etmesi ile gerçekleşir. Değişime dolayısıyla da gelişime kapalı insanlar yada toplumlar ezberlerine sıkı sıkıya bağlıdırlar, kendi hatalarını çelişkilerini görüp düzeltmek yerine çevrelerini yada sistemleri değiştirmeyi tercih ederler. Sorunlarını da bu şekilde çözebileceklerini düşündüklerinden yanlışı çevrelerinde yada sistemde ararlar. Sistemi yada çevreyi suçlamak en kolay yoldur çünkü… İkili ilişkilerde, bireyin toplumla olan ilişkilerinde, toplumların birbirleriyle olan ilişkilerinde sıkça karşılaşırız bu durumla. Bu şekilde davrananların çoğunun sistemin nimetlerinden yararlandıklarını da görürüz. Hem sisteme karşıdırlar, hem de sistemin kendilerine sağladığı faydayı sonuna kadar kullanırlar. Kendileri ile çelişirler kısacası… Kendileri ile çelişen, kendilerine iki yüzlü davranan bu insanlar doğal olarak çevresindekilere ve topluma karşı da iki…
-
DUYGUSAL ŞİDDET
Şiddet her zaman fiziksel ve gözle görülür olmaz. Duygusal Şiddet; duygusal şiddete maruz kalan insan üzerinde, fiziksel şiddetten daha kalıcı izler ve yaralar bırakır. Bir insanı aşağılamak, tehdit etmek, hakaret etmek, küfürlü konuşmak, kontrol altında tutup yönetmek, suçlamak, manipüle etmek vb. duygusal şiddettir. Şiddet uygulayan failin karşısındaki insanın bilinç dışına gönderdiği mesaj “seni yok sayıyorum, sana, fikirlerine,kişiliğine, değerlerine saygı göstermiyorum, seni sevmiyorum” dur. Farkındalığı gelişmemiş insanlar ilişkilerinde kendilerini karşılarındaki kişiye yansıtırlar. Tıpkı bir ayna gibi… Kendilerine yapamadıkları eleştirileri, davranışları karşılarındakilere gösterirler. Karşısındaki kişiyi aşağılayan, tehdit eden, küfür eden fail aslında kendini aşağılıyor, kendine küfür ediyordur ve asıl öfkesi kendinedir. Ama kendisine olan öfkesinin farkında olamadığı, kendi ile yüzleşemediği için en…
-
TUZUN KURU DEĞİL !
Seçim sonrası sosyal medya da yeni bir akım başladı. “Benim tuzum kuru bana bir şey olmaz, oy verenler düşünsün” akımı. Benim tuzum kuru bana bir şey olmaz demek ülkenin içinde olduğu durumu tam olarak görememekten kaynaklıdır. Sorun sadece ekonomik değildir. Sorun devletin kurumlarının işlevselliğinin yitirilmesi ve ülke ile ilgili bütün kararların, bu her kim olursa olsun önemli değil, sadece bir kişinin iki dudağı arasında olması yani otokrasi rejimidir. Türk milleti bağımsızlık savaşını kazanmış fakat devrimler Atatürk’ün üstün dehası sayesinde olmuş. Halk demokrasi için bedel ödememiştir. Bir ülkede gerçekten demokrasinin olması ve sürmesi için, demokrasinin içselleştirilmiş olması gerekir. Ne yazık ki Atatürk’ün yaptığı devrimler ve demokrasinin içselleştirilebilmesi için gerekli olan eğitim…
-
ANADOLU’DA ANA OLMAK
Zordur, Anadolu’da ana olmak… Acının, çilenin, haksızlığın beşiğidir Anadolu… Bölmek, parçalamak ve yönetmektir tek bildikleri… Gün gelir, sağcı solcu diye bölerler, olmadı mı laik-antilaik, o da yetmedi Kürt, Türk diye bölerler. Giden hep gençlerdir, hep fakir çocukları. Zenginlere ya da yönetenlere hiçbir şey olmaz bu ülkede. Onlar acıyı seyrederler sadece. Acının üstüne yorum yaparlar birde. Dinle, milliyetçilikle kandırırlar insanları, zaten halkta kanmak için hazır bekler. Gerçeklerle yüzleşmek acıdır çünkü, acısının üstüne bir de bu acıyı eklemek istemez. Hep korkuyla yaşar Anadolu’da analar… Canıyla, kanıyla besleyip büyüttüğü emek verdiği yavrusunu kaybetmekten korkar. Ölüm ve kibir kol gezer Anadolu’da. Bazen duble yol kazasında, bazen yanlış teşhis ya da ihmalden, ekmek almaya gittiğinde,…