-
AHMAK
Kültürümüz araştırıldığında; eskiden kadınların toplumda daha çok korunduğu anlaşılıyor. Türk toplumunda kadına verilen değer, Türklerin kutsal ve önem verdikleri haklara “ana hakkı” demeleri ve üzerinde yaşayıp büyüdükleri topraklara anavatan, en üst yasaya anayasa denmesi gibi terimlerden anlaşılabilir. Türk ailesinde tek eşliliğin vazgeçilmez bir özellik olması, kadınlarında erkeklerle aynı hak ve yetkilere sahip olması. Kadının horlanması, dövülmesi, itilip kakılması mümkün değildir. Yörük kadınları, eşinden şiddet görmesi halinde mor cepken giyerek, toplum içinde görünür yerde dolaşarak, kocasını boşadığını ifade eder. Bu durumda da toplum kadının yanında yer alır, eşine dayak atan kocayı toplumdan dışlar, eşe selam bile verilmezdi. Mor cepken ve kadının erkek ile eşit haklara sahip olma geleneği Türk’lerin islamiyeti kabul…
-
NARİN
Narin… Neresinden baksanız vahşet, umursamazlık, yalan, psikopatik davranışlar. İnsanın anlamakta, kabullenmekte zorlandığı nasıl olur ? Neden ? diye sormaktan kendini alamadığı, canice bir olay. Küçücük bir köyde 19 gün boyunca bulunamayan, halkın tepkisi olmasa, belki de hiç bulunmayacak olan zavallı yavrucak. Düşündükçe içim acıyor, 8 yaşında masum bir kız çocuğundan ne istediniz ? Ailenin davranışları ve aile hakkındaki iddialar, insan öldürmenin normalleştirildiği, vicdan ve ahlak olgusunun yok edildiğini anlatır nitelikte. Kadın cinayetleri, çocuk ve köpek tecavüzleri, çalmak,yolsuzluk vb.gibi nice olayda suçu işleyen ya hapse girmiyor ya da en fazla birkaç ay veya birkaç yıl hapis yatıp, dışarı çıkıp, suç işlemeye kaldığı yerden devam ediyor. Kötülük yapanın yanına kâr kalıyor. Son…
-
DOĞA ve İNSAN
İnsan doğadan kendini soyutlayıp, kendini taş binaların içine hapsettikçe, yavaş yavaş eriyip yok olduğunun farkında bile değildi. Kendini her şeyin üstünde görmek, üstün bir varlık olduğunu sanmak en büyük yanılgısıydı. Doğaya baksa görecekti, ağaçların kökleri yoluyla birbirlerine sarıldıklarını, suyu ve toprağı paylaştıklarını, rüzgara ve fırtınaya birlikte direndiklerini. Kuşların mevsimlere göre yer değiştirdiğini, cıvıl cıvıl sesleri ile birbirleriyle haberleştiklerini köpeklerin kedilerle anlaşabildiğini. Köpeklerin her birinin kendine göre bir alan belirlediğini, diğerlerin o alana girmeyerek birbirlerine saygı gösterdiklerini. Yavrusu elinden alınan anne köpeğin başka yavrulara annelik yapma isteyişini. Apartman ya da resıdanzlarda yaşamanın üstünlük olmadığını, aksine hapis hayatı yaşadıkların, Karton bardaktan kahve içmenin bir marifet ya da üstünlük olmadığını, doğada ince belli…
-
AYNILIK…
Zalim olmuş insan denen varlık Kendi güçsüzlüğü, muhtaçlığıyla yüzleşmemek için, Muhtaç ve güçsüz gördüğüne vurur olmuş, acımasızca Vicdan, merhamet kayıplara karışmış, ara ki bulasın… Herkesi bir hırs bir öfke bürümüş, Haklılık savaşında, Hak’kı unutmuş. Zalimlerin sofrasında kral olmuş Ezilen ezen, yenilen yenen olmuş. Adalet hiç olmamış, adaletsizlik arşa yükselmiş, Mağdur mağrur, mağrur mağdur olmuş, Samimiyet mumla aranır, İki yüzlülük bol bulunur olmuş, Bencillik geçer akçe, Fedakarlık aptallıkla eşdeğer olmuş. Saygıın yerini biat Sevginin yerini para ve güç almış İncelik ve kibarlık güçsüzlük, kabalık ve saygısızlık güç olmuş. Ruhlarını özlerini hiçe sayarak, birbirine benzemeye başlamış herkes. Görüntüsü insan, içi robot olanlar kaplar olmuş her yanı. 29,04,2018
-
OLMASAYDI
Olmasaydı da olurdunuz, Değişen bir şey olmazdı. Sizin için vatan ne ki Alınır,satılır toprak parçası… Bizim için vatan Şehit kanları ile sulanmış Kutsal toprak… Satılmaz Uğruna can verilir… Olmasaydı da olurdunuz Sizin için bağımsızlık Sömürüyü kabul edip, Yalnızca kendi çıkarını düşünmek… Bizim için bağımsızlık Sömürüye karşı duruş Uğrunda mücadele verilecek En değerli olgu… Olmasaydı, Kendinizi kandırmanız, daha kolay olacaktı. Bu yüzden düşmansınız ona, Kabul etmek istemeseniz de, Onun doğruyu yaptığını biliyorsunuz… 11.11.2013
-
YETMEZ Mİ ?
Bir çocuk gördüm gözleri yaşlı, Derdini sordum Saçını okşadım,avutmak istedim. Masum ve sessiz baktı gözlerime, Dünyaya ağlıyorum dedi usulca Adaletsizliğe, kahpeliğe ağlıyorum, Dünyamızı alıyorlar elimizden Buna ağlıyorum Yetmez mi….
-
İNSAN
İnsana insandan başka Her olguyu yüklediler. Kimi gün kullanılacak bir mal, Kimi gün cinsel obje Kimi gün ayyaş, Kimi gün yenilecek aş, İnsan nedir ? Bir türlü bilemediler… 13.11.2013
-
DÖNGÜ
Bir döngüdür hayat İçindesindir çemberin Güneşin etrafında Sanırken kendini Dönüyorsundur aslında Kendi etrafında, Tekrarlanır yaşadıkların Farkında olmasanda. Yaşananlar değişse de Aynıdır duygular Öfkeliysen eğer, Karşındakine değil Kendinedir öfken Kendinedir kızgınlığın. Acı çekiyorsan eğer, Sen acıtmışsındır canını Ya da izin vermişsindir Canını acıtmalarına. Üzülüyorsan aldatıldığına Aldatan sensindir kendini Aldatmayacağına inanarak Aldatmışsındır seni. Sevgi ise hissettiğin Seviyorsundur kendini Bir döngüdür hayat İçindesindir çemberin Güneşin etrafında Sanırken kendini Dönüyorsundur aslında Kendi etrafında. 09.02.2010
-
TAKLİT
Kör kuyularda merdivensiz, karanlıklarda ışıksız kaldın mı hiç okyanuslarda yüzmeyi bilir misin fırtınalarda savruldun mu hiç yelkensiz tekne misali ve karaya çıkarabildin mi tekneni acıyla yoğrulup, gülebildin mi acılarına… yaralamalarına acı vermelerine rağmen affetmeyi bilir misin, anlamayı, insanın sadece bakıştan ibaret olduğunu, karşındaki öfke dolu olsa bile öfkesinin aslında kendine kızgınlığı olduğunu ve umursamamayı, gülüp geçmeyi başarabilir misin Öyle ise uğraşma boşuna Beni taklit ederek ben olamazsın.. 01.01.2015
-
CELLADINA AŞIK KURBANLAR
İnsanın kendisini zora sokan, üzen koşulları benimsemesi, savunması ve bu koşulları yaratan nedenleri görmemesi, ezenin yanında yer almasına “Stockholm Sendromu” ya da diğer bir deyişle “Celladına aşık kurban” durumu denir. Sürekli şiddet yaşamanın bir sonucu olarak kurbanlar saldırganla özdeşleşmeye ve bir hayatta kalma stratejisi olarak onun için hareket etmeye başlayabilir. Kurbanın iradesinin saldırgana bağlı olması gönüllü bir karar değil, şiddetin doğrudan sonucudur. Bu sendromun ortaya çıkmasının temel nedeni hayatta kalma içgüdüsüdür. Dış dünyadan tamamen soyutlanan kurban, ihtiyaçları için kendisine baskı yapan kişiye bağımlı olduğunu hisseder. Saldırganın yaptığı küçük iyilikler kurbanın gözdünde büyür, zamanla kurban kendisini saldırganın yerine koyup olayları onun gözünden görmeye, yaptıklarına hak vermeye başlar. (https://www.e-psikiyatri.com/stockholm-sendromu-nedir-ve-belirtileri-nelerdir) Yukarıda bilimsel olarak…