NAMUS MU DEDİNİZ !
21 Ağustos günü Diyarbakır’ın Bağlar İlçesi Tavşantepe köyünde katledilen Narin’in duruşması 7 Kasım 2024 Perşembe günü başladı.
Duruşmanın 3.gününde anne Yüksel Güran “Kızımı unutmuşum. Namusumun derdindeyim” diyerek isyan etti.
Türk Dil Kurumu sözlüğünde namus kavramı iki farklı şekilde açıklanır.
“Bir toplum içinde ahlak kurallarına ve toplumsal değerlere bağlılık, iffet” diğeri ise
“Dürüstlük ve doğruluk” şeklindedir.
Ne yazık ki toplumumzda namus kavramı bu anlamların dışında, sadece kadının cinselliği üzerinden algılanmakta.
Namus cinayetleri de bunun en belirgin örneği.
Ahlak kuralları ya da toplumsal değerleri sadece kadın erkek ilişkisi üzerinden düşününce de, her türlü ahlaksızlığı yapıp, toplumun değerlerine saygı göstermeyip, kendini namuslu sananlar da çok oluyor toplumda.
İkinci tanımda da belirtildiği üzere, namuslu olmanın ilk şartı, dürüstlük ve doğruluk.
21 Ağustos’tan bugüne kadar Narin olayında gördüğümüz, duyduğumuz yalanlar, gerçeklerin saklanması, jandarma ve devlet görevlilerini yanıltma çabaları.
Bütün bir köy halkının susarak, katil yada katilleri saklaması. Gazetecileri tehdit iddiaları.
Mahkeme esnasında da, yalanlara ve çelişkili ifadelere, inkarlara devam etmeleri.
Narin’in aile içinde katledilmesi, aile olmanın yükümlülüklerinin, en basiti Narin’i koruyamamanın, yerine getirilememiş olması.
Toplum değerlerine uygun olmayan asıl davranışlar bunlar.
8 yaşında katledilen Narin ne kadar da yalnız, ne kadar da korunmasızmış.
Narin davasını takip edenlerinde derdi namus, yani gerçeklerin açığa çıkması.
Narin’in katil yada katillerinin bulunması, en ağır cezayı alması. Bu durumunda çocuk katilleri için caydırıcı olması.
Yoksa Anne Yüksel Güran ile amca Salim Güran’ın eğer bir ilişkileri varsa ki (pek inandırıcı değil) bu kendilerinin ve ailenin sorunudur. Yaptırımını da hukuk belirler, kişiler değil.
Bir anne ölmüş kızını nasıl unutur ? Anne’ninde asıl derdi kızının katillerinin bulunması olmalıydı.
Keşke bu şekilde isyan edeceğine, adaletin yerine gelmesi ve Narin’in katilinin ceza alması için isyan etseydi.
Ancak Narin’in cenazesinde de tabutunun üzerine gelinlik konulması gibi namus anlayışı sadece kadına ve kız çocuklarına indirgenince, kız çocuklarının ve kadınların katledilmesi de kolaylaşıyor.
Aynı şey Feriköy Mezarlığı’nda katledilen Şirin Elmas Hanilçi için de yapıldı, tabutunun üzerine gelinlik konuldu.
Oysa küçücük kız çocuğu gece saatlerinde dışarıda dolaşırken, dilenirken, ailesi kızımın başına bir şey gelir mi diye düşünmedi ki, 5 yaşını yeni bitirmiş bir çocuğun sokaklarda dolaşmasına izin verdi.
Hep eğitim şart denilir ya, ilk eğitim ailede başlar.
Son olaylarda daha iyi gösterdi ki, anne baba olmanın da, eğitimi ya da ehliyeti olmalı, annelik ve babalık vasıflarını içinde taşımayan, eğitilemeyenler, anne baba olmamalı.
Ülkeme yazık… Ölen ve istismara uğrayan kız çocuklarına yazık…
10.11.2024