Denemeler,  Gündem

YANAN SADECE ORMANLAR MI ?

İnsanın doğaya uyum sağlamak yerine, doğayı kendi isteklerine uydurma çabası sonucu, sel, deprem, yangın gibi doğal afetler felakete dönüşüyor ülkemizde…

Plansız kentleşme, nüfusun çoğunluğunun şehirlere yığılması sonucu, kontrolsüz bir şekilde yapılan çok katlı binalar, depremlerde risk oluşturuyor ya da yıkılıyor.

Dere kenarına yapılan evler, taşkınlar sonucunda ya zarar görüyor ya yıkılıyor.

Sıcak havalarda, anız (ot) yakmak, ormanlık alanlara cam şişe, izmarit vb. çöpleri atmak bile orman yangınına sebep olabiliyor.

Yıllardır her yaz, günlerce yanan bir türlü söndürülemeyen yangınları izliyoruz.

Ormanlar, ormanlarla birlikte içindeki canlılarda yok oluyor ne yazık ki…

İyi bir yönetici ya da yönetim kadrosu yaşadığı olumsuz olaylardan ders alır, olumsuzluğun bir daha tekrarlanmaması için gerekli önlemleri alır ve uygulatır.

Devletin yürütme organı bunun için vardır ve halk devlete bu yüzden vergi öder…

Ne yazık ki, ne önlem alınıyor, ne de yangınlara yeterli müdahale yapılıyor.

Bir de üzerine Eskişehir’de yangını söndürmek için uğraşan, orman işçileri ve akut görevlileri ölüyor…

Ölenlerin, yangına dayanıklı alev almaz kıyafetleri var mıydı ? Hayır…

Bir tepeye doğru çıktıkları ve aniden çıkan rüzgar sonucu alevlerin arasında kaldıkları belirtiliyor. Görevliler tepeye çıkmadan önce, meteoroloji kurumundan, rüzgarın yönü hakkında bilgi alındı mı ? Sanmam…

Bizim ülkemizde son yıllarda, kurumların koordineli çalışması neredeyse mucize haline geldi çünkü…

Tıpkı daha önce Soma faciasında, “Ölmek madencinin kaderinde var” denildiği gibi, yangınlara müdahale edenlerinde, ölüp ölmemesi kimsenin umurunda değil.

Ülkede insanlar diri diri yanıyor, daha önce de Kartalkaya Otel Yangınında olduğu gibi kimse sorumluluk almıyor.

Askerlerimiz ya metan gazından boğuluyor, ya da  yüksek ateşten ölüyor…

Yine sorumluluk alan yok. Ölenlere şehit mertebesi verilerek, acılar hafifletilmeye, olanlar unutturulmaya çalışılıyor.

Cehennemi uzaklarda aramaya ya da cehenneme gitmek için ölümü beklemeye gerek yok…

Ülke adeta cehenneme dönüşmüş durumda…

Planlama yok ! Denetim yok ! Riskleri hesaplayıp ona göre önlem alma yok !

En önemlisi liyakat yok…

Devletin çoğu kurumunda taşeron işçiler çalıştırılıyor, kadro verilmiyor.  Tecrübesizlik, liyakatsizlik sonucu ihmaller, işbilmezlikler çoğalıyor.

Günü kurtarıyoruz sadece…

Ülke alarm veriyor, bittim, beni görün, kurtarın diye bağırıyor, duyan yok…

Ülke kurulduğunda, bozkırda bile Atatürk Orman Çiftliği kuruluyor. Atam, Yalova ‘da kendisine köşk yapılırken, ağacın bir dalını kesmemek için, köşkünü yürüyen raylar üzerinde kaydırıyor.

Bugün ise ihmalden, denetimsizlikten, rant arzusundan, iş bilmezlikten, bir çok ilde ormanlarımız yanıyor…

Ormanlar, yanan her türden canlar için, tüm olumsuzlukları sadece oldukları anda, değil devamlı konuşmaya, hatırlatmaya ve değişim için mücadeleye ihtiyacımız var…

Aksi halde, gelecek yıl da, yanan ormanlar, insanlar, depremde enkaz altında kalanlar vb. gibi felaketler için üzülmeye devam ederiz…

27.07.2025

CEVAP BIRAKIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir